Friday, February 2, 2007

YAŞAYAN BİLGEDEN DERSLER...

Ruhani lider kime denir, nasıl olunur, herkes olabilir mi? Mesela benden iyi bir ruhani lider olur mu? Bu ve bunun gibi sorular kafamda volta atarken, kendimi fotoğraf editörüm Süreyya Dernek''le boyu 1.50cm''yi geçmeyen, ilk bakışta pek de şirin bulmadığım, Hintli bir kadının yörüngesine girmiş buldum. Bu kadın, Brahma Kumaris Raja Yoga Meditasyon Derneği''nin düzenlediği konferans için İstanbul''a gelen dünyaca ünlü ruhsal lider, Dadi Janki''nin ta kendisiydi. Süreyya''yı bilmem ama beni gerilmiş sinirlerimden ve göğsümde bir yerlerde fırtına koparan olumsuz duygularımdan arındıran bu kadından, pozitif yaşamın ve yaşlanmamanın sırlarını öğrendim diyebilirim.

129''dan fazla ülke gezmişsiniz. 90 yaşındaki biri için yorucu bir program değil mi bu?

Yorgunluk benim sözlüğümde yer almaz. Unutma ki; kalbin ve sevginle yaptığın şeyler seni asla yoramaz. Hem zaten, ziyaret ettiğim her ülkede o kadar büyük bir ilgi ve dua yoğunluğuyla karşılaşıyorum ki, onca enerjinin karşısında güçsüz düşmem imkansız. O yüzden de dünyanın neresinde olursa olsun eğer tek bir kişinin bile bana ihtiyacı olduğunu duyarsam hemen oraya gider ve ona hizmet ederim. Bu sadece paylaşmak değil, aynı zamanda değer ve ilham vermek. Bu hisler içimde yaşadıkça ruhumu besliyor, hiç yorulmuyor, hiç yaşlanmıyorum.

ENERJİNİZİ BOŞA HARCAMAYIN

Zamane kadınları, sizin yaşınızda sizin gibi sağlıklı ve enerjik olabilmek için neler yapıyor...

İnsanın varlığını sürdürebilmek için dört şeye ihtiyacı var; yiyecek, hava, su ve dinlenme. Bence ruhun da ihtiyaçları aynı. Ben saf ve güçlü düşüncelerden yemek, sevgiden su, huzurlu bir atmosferden de aklım için oksijen yaratıyorum. Böylece ruhum da bedenim de eşit oranda doyuyor. Sen de böyle yaparsan anti-aging ürünü kullanman gerekmez.

Ruhunuza gösterdiğiniz özeni bedeninize de gösteriyor musunuz?

Ben, bedenime bakım yapmak için, kremlere, ilaçlara veya son moda kıyafetlere ihtiyaç duymam. Bu işlemler için gereken zaman ve enerjiden tasarruf eder bedenimi gereksiz yere yormam. Son zamanlarda küçücük çocuklar bile yorgunluktan şikayet ediyor. Eğer enerjini yanlış şeylere harcarsan kendini sürekli yorgun hissedersin.

Neler enerji harcamaya değer?

Kendimden örnek vererek açıklayayım. Ben hayatta sadece insanlarla olan ilişkilerim ve sahip olduğum ruhun içindeki sevgiiçin enerjimi harcarım. Halbuki pek çok insan aklını; ilişkileri, görüntüleri ve maaşlarıyla meşgul ediyor ve sürekli zihinlerini yoruyor. Bense, aç gözlü olmadığım için hiç ihtiyacım olandan daha fazla nasıl para kazanırım, diye düşünmem. Önemli olan zihindeki enerjiyi de pozitif kullanmak.

Sizi bu beyazlar ve pozitif düşünceler içinde görünce, ister istemez ''İçinde negatif hiç mi bir şey yok acaba'' diye düşünüyorum...

Unutma insanlar içlerinde her türlü düşünceyi barındırır. Hem kendilerine hem de başkalarına karşı agresif hisler besler, birbirlerini kıskanır, düşüncelerinde saldırırlar. Sonra da kendilerine ''Bunda ne var ki, sadece içimden geçiriyorum'' derler. Ama aslında hiddet içeren düşünceler birleşip, insanları şiddet içeren aksiyonlara götürür. Bu negatif hisler benim ruhumu rahatsız eder. Benim saf ve pozitif duygu ve düşüncelere ihtiyacım var. Böylece hem ben olumlu olurum hem de çevremdekilere olumlu enerji yayarım.

Siz hiçbir şeye kızmaz, hiçbir şeye üzülmez misiniz Allah aşkına!

Hayatta yaşayacak çok fazla vaktim kalmadığı için, yanlış yola girenlerin hayatlarında reformlar yapmalarına yardım etmek istiyorum. Kendileriyle barışık bir hayat sürmeleri için tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Tavsiyelerimi dinlemezlerse de kızmıyor sadece anlamaya çalışıyorum.

DOĞA BİZİ CEZALANDIRIYOR

Siz böyle konuştukça kendimi kötü biri gibi hissediyorum!

Senin yaptığın işi ben yapamam. Benim yaptığım işi de sen yapamazsın. Bu yüzden de ben seninle, yapabildiğim işin sırlarını paylaşıyorum ki, sen de başkalarıyla benden öğrendiklerinin ve kendi becerilerinin harmanını paylaşabilesin. Benim görevim önce kendimi anlamak, sonra tanrıyı, daha sonra da onlara ihtiyaçlarını verebilmek için etrafımdaki insanları anlamak. Tutkulu olman seni kötü yapmaz ama kendini geliştirebilirsin.

Yaşanan terörist eylemler ve savaş, sizin gibi pozitiflik için yaşayan birini çok üzüyor olmalı.

Savaş sadece cephede ölenleri değil, savaşa neden olanları da, savaşması emredilenleri de, savaşamaya gidenlerin yakınları ve savaşılan toprakları da etkiliyor. Kan dökmek için toplanan milyonlarca insana, barış için aynı yerde olmalarını teklif etseniz kaçı gelir? Demek kitleleri etkilemek için önce bireylerin ruhundaki şiddeti söndürmek gerek. Biz bir aileyiz. Hep ''ben'' demek ne kadar egoistlikse aynı şekilde ''benim ülkem'' demek de öyledir. Dünyada sürüp giden o kadar kötü enerji, günah ve hata var ki, artık toprak bile buna tepki gösteriyor, deprem gibi çeşitli afetlerle tavrını ortaya koyuyor.

Yani doğa, bizi cezalandırıyor mu?

Bu sorunun cevabı oldukça derin. Ama eğer konuyu kendi açımdan ele alarak cevap vermem gerekirse, şunu söyleyebilirim ki doğa bugüne kadar bana hiç zarar vermedi. Çünkü ben dünyadaki tüm elementlere sevgi veriyorum. Dokunduğum çiçeğe, bastığım toprağa ve soluduğum havaya hep sevgi dolu pozitif enerji yayıyorum. Bugüne kadar adımımı attığım hiçbir kara parçası beni cezalandırmadı. Depremlerin, tsunamilerin gerçekleştiği pek çok ülkeye gittim ama hiçbirinde yara almadım. Tanrıya ve elementlerine karşı hissettiğim sevgi, beni koruyor. Bu beden 90 yaşında, ama bana hiç zorluk çıkarmıyor.

Nasıl yani, hiç hastalanmıyor musunuz?

Bazen sıkıntılarımın olduğu doğru. Ama o sıkıntılı anlarda, ben hastalandığımı düşünmüyorum. O anlarda anlıyorum ki, doktorlara hizmet etme zamanım gelmiş. Ben, beni muayene eden doktorla kendi bilgilerimi ve enerjimi paylaşıyorum, o da benimle kendisininkini. Böylece karşılıklı bir alışveriş yaşanıyor ve bunun için de hiçbir zaman fatura kesilmiyor.

Dadi Janki''nin dünyadaki izleri

1916''da Kuzey Hindistan''daki Sindh bölgesinde doğdu.


1937''de 400 kişilik güçlü bir kadınlar topluluğu olan Ruhsal Üniversite''ye katıldı.


1937-1951 yılları arasında yöneticilik becerileri konusunda eğitimler aldı, aynı zamanda hemşirelik görevini yürüttü.


1951-1974 yıllarında Hindistan''ın dört bir yanında eğitim merkezleri kurarak, kast sistemine meydan okudu; bireyleri ve özellikle kadınları, kendine yetme ve liderlik becerilerini geliştirme konusunda güçlendirdi.


1974''de Londra''ya geçerek üniversitenin genişlemesi işini yürüttü ve insan doğasının Doğu ve Batı kültürleri arasındaki evrenselliğini gösterdi. Bu çerçevede 129''dan fazla ülkeye seyahat etti ve toplumsal projelere katıldı, dünya liderleriyle görüştü.


Onun yönlendirmesi ve ilhamları sayesinde üniversitenin merkezleri, İngiltere''de ve dünyanın 90''dan fazla ülkesinde açıldı.


1983''de Brahma Kumaris Dünya Ruhsal Üniversitesi''nin Yönetici Eş-Başkanı olarak atandı.


1986 yılında ''Barış İçin Bir Milyon Dakika'' programını -Birleşmiş Milletler Uluslararası Barış Yılı için yapılan en büyük maddi amacı olmayan projeyi- başlattı.

İhtiyacınız olan dört doğru

İlginizi, hayatta gerçekten önemli olan ve gerçekten ihtiyaç duyduğunuz şeylere yönlendirmelisiniz. Bunların yanında tanrıyla bağ kurmanız, etrafınızdakilerle iletişimde olmanız, onlara doğru yolu göstermek ve elinizden gelen her konuda yardım edebilmeniz için dört şeye ihtiyacınız var. Bunlar; doğru refakatçi, doğru anlayış, doğru destek ve doğru refakatçiyle güçleri doğru yönde birleştirebilme. Ben her zaman, hayatım başkasının hayatına destek olabilsin diye uğraşıyorum. Böylece ruhum, kendini diğer ruhlardan soyutlamamış oluyor. Bu da ona zarar vermek isteyenlere karşı destek edinmesini sağlıyor.

Yazan: Sabannur Kıraç

Kaynak : www.aksam.com.tr

No comments:

Bu yazıya Not Ver !