Molla Camî, iki konuda �alicenaplık� olduğunu söylüyor. Birisi şudur:
Dostlarında, arkadaşlarında her lahza yüzlerce kusur görsen bile onları affetmelisin.
İkincisi de şudur:
Hiçbir zaman öyle bir şey yapmamalısın ki, sonunda özür dilemek zorunda kalasın.
Alicenaplık, kardeşlerini mazur görmek demektir. Hataları karşısında özür dileyeceğin bir muameleyi onlara reva görmemelisin.
***
Hint hükümdarı taşınıyordu. Kitapları toplandı, develere yüklendi. Hükümdar �bunlar çok olmuş� dedi, �en önemlilerini ayırın, bir tek deveye yükleyin.�
Veziri, kitaplardan sorumlu kişiyi çağırdı ve üç konudaki kitapları yüklemesini söyledi:
Birincisi, hükümdarı adalete yönelten kitaplar.
�Çünkü� dedi, �hükümdar, adaleti kendisine meslek kabul ederse, büyük küçük herkes huzur içinde yaşar ve ülkede asayiş hüküm sürer. Yüreği yaralı bir tek mazlum olsa bile, onun iniltisi bütün alemi sarar ve ülkeyi sarsar. Keşmekeş içinde bir dünyadan kurtulmak için hükümdarın adil olmasından başka bir şey gerekmez.�
İkincisi, halkın kanunlara itaat etmesinin yollarını gösteren kitaplar.
�Çünkü� dedi, �Hükümdar zulüm tohumu ekerse halk da ona itaat etmez, kanunları dinlemez. Arpa ekilen yerden buğday alınmaz. Halk kanuna itaat ederse hükümdar zulüm yapamaz. Hükümdar zulüm yapmazsa halk kanunlara itaat eder.�
Üçüncüsü sağlık hakkındaki kitaplar.
Vezir son olarak şunları söyledi: �Acıkmadıkça yemeğe el uzatmayan ve doyar doymaz sofradan kalkan sağlığını kaybetmez. Bu üç konudaki kitapları okuyan hükümdar, adil olması ve sağlıklı kalması gerektiğini öğrenir.�
Molla Camî bu hikâyeye bağlı olarak şunu söylüyor:
Bilgi senin için mecburi ve zaruridir. Onu elde edip öğrenmeye bak. Bütün gerekli şeyleri öğren. Sonra onları kullanmayı da öğren.
***
Molla Camî öğüt verirken kimin neden kaçınması gerektiğini şöyle anlatıyor:
Üç şey vardır ki üç zümreye yakışmaz:
1- Hükümdarlara aksilik, sertlik
2- Bilginlere mal mülk ihtirası
3- Zenginlere hasislik
Yazarın kalemi üç şeyi, üç kişi için kötü yazar, kötü olarak kayda geçirir:
1- Kudretli hükümdarın sert huyluluğu
2- Bilginin mal hırsı ve tamahı
3- Zenginin cimriliği
Filozoflar şöyle demiştir:
Bir ülke adaletle mamur, zulümle viran olur. Adalet, bulunduğu yerden bin fersah öteye ışık verir. Zulüm ise, yapıldığı yerden bin fersah öteye kadar olan her yeri karartır.
Ey kudretli kişi:
Adaletle iş görmeye bak, hep buna çalış. Adalet sabah ışığı gibi doğar ve aydınlığı bin fersah öteye gider, dağılır.
Zulmün karanlığı ortalığı kaplarsa, cihan karanlık ile, hayat acıyla, darlıkla, yoklukla dolar.
***
Molla Camî �çevre� için şöyle diyor:
Kudretli hükümdarın yakın dostları bilgili, iyi düşünceli ve ağırbaşlı kimseler olmalıdır, şaklaban ve şarlatan nedimler değil.
Birinciler hükümdarı kemal derecesine yükseltir. İkinciler ise soytarı adamlardır, hükümdarın değerini düşürür.
Bilginin dudağından dökülen her nükte bir cevherdir. Geniş yürekli, olgun bir kimse hikmet mücevherleriyle donanmış bir hazinedir.
Ey kudretli kişi, sakın o hazineyi kendinden ayırma, uzaklaştırma. Şaklaban ve şarlatanları ise asla yanına yaklaştırma.
Kaynak : www. vatanim.com.tr
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment